ÇOCUK ORTOPEDİSİ (PEDİATRİK ORTOPEDİ)
ÇOCUK ORTOPEDİSİ ( P“Ortopedi” kelimesi, latince “orthos (düzgün)” ve “paedia (çocuk)” kelimelerinin birleşiminden oluşup “düzgün çocuk” anlamına gelmektedir. Erişkin dönemde karşılaşılan birçok ortopedik sorunun kökeninde çocukluk döneminde ortaya çıkmış problemler yatar. Bu açıdan bakıldığında çocuk ortopedisinin, ortopedi ve travmatoloji dalının en temel alanlarından birisi olduğunu söylemek mümkündür.
Çocuk ortopedisi yani pediatrik ortopedi çok sayıda ortopedik çocuk hastalığıyla ilgilenen alandır. Çocuk ortopedisi, çocukların gerek doğumsal faktörler gerek doğduktan sonra yakalandıkları veya fiziksel dış faktörler neticesinde karşı karşıya kaldıkları ortopedik rahatsızlıklarla ilgilenir. Bu hastalıklar birbirinden ayrışan tanı ve tedavi yöntemlerine sahiptir dolayısıyla ayrı ayrı değerlendirilmelidirler.
Çarpık Ayak Hastalığı
Çarpık ayak hastalığı bazı durumlarda doğum sırasında gerçekleştiği gibi bazı durumlardaysa gelişim dönemindeki bozukluklar üzerine fark edilebilir. Bu hastalıkta ayakların içe dönük şekilde konumlandığı görülmektedir. Elbette erken tanı bebeğin sağlığı için oldukça kritiktir ve tedavi uygulamalarının bir an önce başlatılması gerekir.
Çarpık ayak hastalığı tedavisinde öncelikle alçı uygulamalarıyla ayak yapısına sağlıklı bir form kazandırılmaya çalışılır, alçılama sonrası bir tendon operasyonu yapılması ihtimaller arasındadır. Ardından bir süre çocuğun özel yapım ayakkabı kullanması önerilmektedir. Tedavi işlemi yapılmazsa çocuk hiç yürüyemeyebilir veya yürümesinde ciddi problemler oluşabilir.
Doğuştan Kalça Çıkığı
Tıp literatüründe gelişimsel kalça displazisi olarak da bilinen doğuştan kalça çıkığı hastalığı ülkemizde ne yazık ki sıkça görülmektedir. Ailede benzer bir hastalık öyküsü bulunuyorsa bebekler risk grubunda yer alırlar, eğer doğuştan kalça çıkığı risk grubundaysa bebek düzenli olarak doktor kontrolünden geçirilmelidir çünkü hastalık erken dönemde cerrahi müdahaleye gerek kalmaksızın tedavi edilebilir. Bu risk faktörleri arasında ilk doğum, makat çıkışlı doğum, boyun kasında kanama oluşması, ailede kalça çıkığı öyküsü, ayak bozuklukları, annenin su kesesinde az su bulunması ve kundaklama yanlışlıkları sayılabilir. Tedavi uygulamaları öncelikli olarak bandajlama, alçılama ve gerekirse cerrahi operasyonlardır.
Düz Tabanlık Durumu
Aslında her çocuk düz taban doğarak zamanla ayaklarındaki kavisleri kazanırlar, dolayısıyla bu rahatsızlık çocuğun gelişim süreci boyunca dikkat edilmesi gereken bir hastalıktır. Özellikle çocukların ayakkabı seçimine dikkat edilmesi gerekmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki bu çocukların 4 yaşından sonra başlayan gelişim sürecinin bir parçasıdır. Çeşitli kontrollerde bir anormallik görülmüyorsa problem yoktur, bazı durumlardaysa özel ayakkabılar kullanılması gerekebilir. İlerleyen yaşa rağmen problemin devam etmesi, hatta bazı ağrılı yakınmaların bulunması öncelikle yine ayakkabının içinde destekleme ve egzersiz uygulamalarını beraberinde getirir. Özel durumlarda cerrahi müdahalelere de başvurulması gerekebilir.
İçe Basma
İçe basma çocuklarda yaygın olarak görülür, sebebi kalça veya dizden kaynaklı olabilir. Genellikle gelişimle beraber vücut bu problemi çözer. Hiçbir şekilde düzelme görülmediği durumlarda hastalık çocuk için farklı problemler doğurabilecekse ameliyat yapılabilir.
Perthes Hastalığı
Perthes hastalığı nadir görülmekle birlikte kalça ve diz bölgelerinde ağrılarla ilk belirtilerini verir. Aktiviteye bağlı olarak ağrının arttığı gözlemlenmiştir. Hastalık kalça kemiğindeki dolaşımın zayıflığından kaynaklıdır ve bu durum kemiğin yuvasından çıkmasıyla sonuçlanabilir. Hastaların daima takip altında tutulmaları gerekmektedir çünkü tedavide amaç kemiğin başının yuva içinde kalmasını sağlamaktır, bunun için iyileşme olana kadar yürüme cihazıyla yaşanabilir. Erken yaşlarda oluşumu ve teşhisi sağlanırsa tedavi daha kolaydır, ilerleyen yaşlarda zorlaşır. Gerekirse cerrahi operasyonlar denenebilir.
Osgood-Schlatter ve Sever
Osgood-Schlatter diz altında, Sever ise topuk altında yer alan ağrılı hastalık türleridir. Çok ciddi rahatsızlıklar olmamakla birlikte aktiviteyle ağrılarda artış görülür. Kişiye özel hayat planlaması yapılmalı, istirahatin önemi konusunda bilinçlendirilmelidirler. Gerektiğinde özel bandaj, dizlik, tabanlık gibi çözümlere başvurulabilir.
TORTİKOLLİS
Boynun kenarındaki kasın kasılması sonrası doğumdan 1-2 ay sonra çocuğun boynunda yana doğru eğiklik olması durumuna tortikollis denir. Genellikle doğumdan sonra 6. ya da 8. haftalarda teşhis koyulur. Çocuk başını öne eğerken baş ters yöne doğru hareket eder. Bu hadisenin genellikle çocuk doğarken doğum kanalından geçtiği esnada boynun herhangi bir tarafında (sağ veya sol olabilir), o kasın kansızlaşmasına bağlı olduğuna inanılmaktadır. Tortikollis yeni doğan çocukların yüzde 20’sinde kalça problemiyle de birlikte görülür. Bu her iki durumun da çocuğun ana rahmindeki kötü pozisyonundan kaynaklandığı düşünülmektedir.
Tortikollis tedavi edilmezse çocuğun başı 4 veya 5 yaşlarında köprücük kemiğine yapışıkmış gibi durmaya başlar. Erken teşhis konmuş ise tedavi seçenekleri arasında yumuşak boyun korseleri, yatak istirahati ve fizik tedavi ile rahabilitasyon vardır bu tedavi seçeneklerine rağmen sorun devam ederse bu defa başı tespit eden breysler ya da alçılama sistemi uygulanır. Hayatın ilk yıllarında boyunda germe egzersizleri, boyundaki hareket açıklığını düzenleyen egzersizlerin dışında başa pozisyon vermek de tedavinin kapsamına girer. Bu tedaviler çocuk hastaların yüzde 85 - 90’ında iyi sonuç verir. Tortikolliste bu tedaviler sonuç vermezse 18 ay ile 2 yaş arasında cerrahi girişim gerekebilir. Boyundaki bu bozukluğun devamı halinde yüzde kalıcı sorunlar oluşabilir. Cerrahi müdahaleden sonra pozisyonun korunması için alçı veya korseler kullanılabilir.
SEREBRAL PALSİ
Beyinde olusan bir hasar nedeniyle, çocugun belirli kaslarini kullanmakta güçlük çekmesine serebral palsi denir. Beynin etkilenen bölgesinde ve etkilenme şiddetine bağlı olarak bagli olarak hastalığın belirtileri degisir.
Serebral palsinin çocuklarda görülme oranı her 1000 bebekte 1,5 - 3 civarındadır,
Çoğunlukla nedeni tam bilinemez fakat bilinen en sık nedenleri arasında erken (prematüre) dogum, gebe annede tansiyonun yükselmesi veya düsmesi, kan uyusmazligi, hamileyken geçirilen kanamalar ve enfeksiyonlar, uzamis ve zor bir dogum esnasinda bebegin oksijensiz kalmasi veya dogumdan sonra geçirilen agir iltihabi hastaliklar, kafa darbeleri, yüksek ates sayılabilir
BELİRTİLERİ: Çocuk yaşıtlarına göre daha geç oturmus, daha geç emeklemis veya daha geç yürümeye baslamissa; kol-bacaklari normalden daha gergin veya gevsekse; durusu, oturusu normalden farkliysa serebral palsi’den süphelenilmelidir. Bazi hastalarin vücudunun bir yarisi, bazilarinin sadece bacaklari, bazilarinin ise tüm vücudu etkilenebilir. Bazı çocuklarda bogaz kaslarinin etkilenmesi sonucu konusma güçlügü de olabilir. Beyin hasarinin agir oldugu durumlarda görme ve isitme sorunlari ve bir ölçüde zeka geriligi de görülebilir.
Olusmus beyin hasarini geriye döndürmek mümkün degildir, fakat serebral palsili çocuklar kas gevsetici ilaçlar, fizik tedavi, çesitli ortezler, botulinum toksini enjeksiyonlari, cerrahi yöntemler, ve kas-hareket-konusma egitim programlari gibi tedavi yöntemleriyle pek çok becerisini ilerletebilir.